İnnemâ eşku ve huzni ilâllah” (Yûsuf,12/86)
“Ben üzüntü ve tasamı yalnız Allah’a açarım.”
Bir peygamberin ruh dünyasından, her an yine yeniden yaratmada eşi benzeri olmayan Rabb'iyle kurduğu ne muhteşem bir bağ.
"Onlar, inananlar ve kalpleri Allah’ı anmakla huzura kavuşanlardır.
Biliniz ki, kalpler ancak Allah’ı anmakla huzur bulur.
"RAD/28
Hayatın her türlü fırtınalı git gellerinde mümin kalpleri sıcacık saran, sukunet ve huzur limanına demir attıran ayetlerin varlığında gelen "TESLİMİYET" ve "HUZUR".
Konuyu dağıtmadan biz yazının başına dönelim ve Yakub peygamberin duasında geçen iki kelimeye çevirelim düşünce dünyamızı.
"ÜZÜNTÜ" ve "TASA"
Birincisi hal, ikincisi bu halden doğan sonuç.
Ve bu sonuçtan sebeb ruhun en masum ve mahsun derinliklerine keşif inkişafı.
Üzüntü ve tasaya sebeb sıkıntı ve dertlerimizin kendince çıkmazlarında bize sadece O'na sığınmayı öğreten duygu ve düşünce durumu...
Gizemli sır labirentinde zahirde kaybettiğin sanısıyla aslolanı kazanıma götüren tefekküre açılan boyutlar...
Yaşamın ağır yükünün altında maruz kaldığı sıkıntı ve kederleri yüreğine ağır gelen bizleri tek sığınağımız olan Rabbe davet.
Öyle ya Yakub Peygamber de oğlu Yusuf’u kaybettiğinde bu iki kelimeye derinden gark olmuş ve hatta hislerinin yoğunluğundan dünyaya açılan penceresi gözlerini de kaybetmemiş miydi?
Zira duasındaki acziyet hali de bunun en net göstergesi...
Şimdi de kendi iç dünyamıza çevirelim bakışlarımızı ve yaşadığımız her anla ilgili algılarımızı şöyle bir kontrol edelim.
Ve aslında tüm ayarlarımızı YARATICI'ya çevirdiğimizde herşeyin sürekli devinim halinde olduğunu görelim.
Evet Kainatta hiçbirşey durağan değil…
Sürekliliği olan bir hareketlilik sözkonusu.
Düşündüğümüzde bu dönüşümün aynı yaratılış mucizesiyle hayatlarımızda da olduğunu görebiliyoruz.
Bildiklerimiz ve bilmediklerimiz bizim sanılarımıza rağmen aynı sabitlikte kalmıyor da...
Gün geliyor olmaz denilen şeyler zamanın devri daiminde umulmadık şekilde olur hale gelebiliyor.
Yeter ki "O" istesin.
Bazen yes'e kapıldığımız durumlar olsada...
Oysa ki bizler; O'nun herhangi birşeye "Ol" demesiyle yani Kuran'i tabirle 'lehü kün feyekün' emrini vukü buldurmasıyla tasavvurlarımızı aşan her şeye yeter diye iman etmemiş miydik?
Tıpkı mikro alemden atomun merkezindeki çekirdeğinin cazibesine kapılan elektronların sürekli devinim, dönüşüm hallerine girmesi gibi.
Böylesi bir bakış açısını insana ve hayatın yaşamsal modları içindeki izdüşümlerinden bir hal olan "ÜZÜNTÜ" ye tekrar çevirdiğimizde; mutluluk ve sevincin tam zıddı olan "reaksiyon" şeklinde de özetlenebilir elbette.
Yani "insanda sevdiği, değer verdiği bağlandığı yada sahibi olduğunu sandığı bir şeyi kaybetmesi" şeklinde tezahür eden bir duygu hali bir başka deyişle...
Kuran'da insana sıkıntı veren bu durumun anlatımını incelediğimizde özellikle peygamber kıssalarında sıkça bu kavramın geçtiğini görmekteyiz.
Hz. Musa'nın annesi örneğinde olduğu gibi dönemin şartları gereği yavrusunun canı konusunda yaşadığı tedirginlik ve sonrasında onu sandığa koyup timsahlarla dolu Nil nehrinin azgın dalgaları gözlerinden uzaklaştırdığındaki ruh hali üzüntüyü en keskin manada özetler bizlere.
İlahi kelamın ayetlerinde hal dilindeki tasviriyle:
"Bir annenin içinde bulunduğu bu duygu yoğunluğunun ruh halini yansıtır bizlere.
"Onu emzir, şayet onun için korkacak olursan, onu suya bırak, korkma ve üzülme; çünkü onu Biz sana tekrar geri vereceğiz ve onu gönderilen (elçilerden) kılacağız" diye vahyettik (bildirdik). (Kasas Suresi, 7)
Hani, annene vahyolunan şeyi vahyetmiştik, (şöyle ki:)
"Onu sandığın içine koy, suya bırak, böylece su onu sahile bıraksın; onu Benim de düşmanım, onun da düşmanı olan biri alacaktır..." (Taha Suresi, 38-39)
Kuran, insanda hayatın içinde yaşadığı tüm ruhsal çözülmelerin altında ezilmemesi ve yaşanılanların onu yönetmesi değil yaşadıklarından hayata dair çözümler üretebilmesi için sıkıntı, elem, kaygı, korku verici durumlarda biz kulların sıkıntılarımızı giderecek olan yegane gücün Rabbimiz olduğunu sürekli vurgular.
Ki Yaratıcı ile kurulan bu bağlarla yine yeniden dirilişlerle doğabilelim hayata diye.
Tıpı Musa'nında anne şefkatini Asiye de müjdesiyle...
Rabbimin her türlü çıkmazlarımızda ebedi hayata bakışlarını çevirenlerden kılması dua ve temnnilerimle.
Selametle kalın...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
teşekkür ederim