Her insanın içinde garip bir yol hikayesi vardır. başı sabır,sonu umut... blog sayfama hoş geldiniz......... hannesu

19 Aralık 2016 Pazartesi

RENKLER VE ÇİÇEKLER

Dışarda  yağmur var.
Bulutlardan  salınıp yeryüzüne  usul usul  yağan  damlalarına inat  gözyaşlarım ince bir yol tutturmuş  akıyor yüreğime.
Ötelerin sesi doluyor içime.
Hem tabiattan,  hemde  gözlerimden akan rahmet damlaları alıp götürüyor  beni; baharı selamlayan doğanın,  koynundaki  tüm güzelliklere.
 Toprağın  üzerine  rahmet deryasından  buseler kondururcasına dökülen bu damlalar gibi kadife renkli  envai  çiçeklerin  renk  cümbüşleri,  pırıl  pırıl izler bırakıyor gözlerime.
Asırlardır  toprağa  kök salan ağaçların, o mağrur  duruşlarıyla  bana  yemyeşil  yapraklarından  selam göndermeleri  ayrı  bir heyecan  katıyor  yüreğime.
 Takip edilircesine bir muştu gibi  her yerde  karşıma çıkan sümbül ve leylakların  tatlı tebessümleri alıp götürüyor  beni de  mor rengin  ihtişamlı hayallerine…
 Sahi  kaldırımlar  gerisindeki  parklarda  tüm  görselliği  ile cennet  huzurunu  içimizi dolduran  ilkbaharın müjdecisi  erguvanlara ne demeli.?
 Nasıl da  sessiz bir utangaçlıkla davet ediyor  kendi dünyasındaki mutluluğa bizleri.
 Ya otların üzerine yayılmış taze  gelincik çiçekleri…
 Kadifemsi  kıpkırmızı  al rengiyle  hayat enerjisi  ve neş’eyi cömertçe bizlere  sunması mucize değil de nedir peki?
Toprağın  bereketindeki  bu denli cömertçe yayılmasına   bırakarak  kendimizi...
 Hemen şimdi   kaybolmalı  değil mi?
  Ve  şimdi   papatyalar…
Böylesine  nazenin  göz  kırparken,   görmezden  gelmek  olur muydu  hiç sizi?
 Kibarca  gülümsemelerine  bir tebessümle  karşılık vermeli, hemde hemen şimdi.
 Işığın  tüm  kırılganlıklarını  kendine  özgü  saflıkla  bembeyaz renginde  barındıran  bu masumiyetin simgesi  çiçek  perisi,  içinde  sakladığı  hüznüne teslim edilmemeli.
Koparılıp  sevimli bir kız çocuğunun  salınan saçlarında taçla şereflendirilmeli.
  Ya  o  güzelliğin  zirve  yaptığı  güller..

Ahhh o güller...
Renklerin  tüm  tonlarına  nasılda cezbedercesine  çeker kendini.
Büyülercesine alır  götürür bizleri  derinliklerinde...
Tıpkı  saklı bir madeni keşfe davet eder gibi.
Ve  doğanın;  Rahman’ın emriyle bizlere  sunduğu tüm bu güzellikler, bu keyifli  keşiflerle hemen içimize çekilmeli...
 Hemde vakit bu denli darken hemen şimdi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

teşekkür ederim