ZALİM

13.NİSAN.2010

 ZALİM...

       Bu sevimsiz kelimeye merceğimizi yönlendirdiğimizde nefislerinin isteklerini  kişisel arzu, heva ve tutkularını   rehber edinmiş tipler olarak özetleyebiliriz net ve  basit bir gerçeklikle.

Ancak nefsin heva ve dürtülerinden aldığı ivmeyle son sürat yol alan böylesi  tipolojinin yine nefsini rehber edinmesi  büyük bir beladırda  kendince.

Kendini uçuruma götüren  bu hızlı viraj geçişlerinde  yoldan çıkmışlığına öncü olarak  nasıl bir karmaşa ve kaosun cehennemine kendini saldığı   onu ele veren savruluş ruh hallerinde net bir şekilde görülmekte. 

Maalesef uçurumdan kendini atmaya iten her sebebte  tüm gayri meşru yolları kendine mübah kılması da onun  bu kaos halini ortaya serer bizlere tüyo verircesine. 

 Oysa ki kendini kendine ele vermemek adına nefsi müdafayı kurtaracak tüm yalancı savunmalarının beyhudeliği yine şu ilahi kelamın  ifadelerinde yüzlere de çarpılmakta net bir şekilde.

 “Binasını Allah korkusu üzerine kuran kimse mi ha­yırlıdır, yoksa yıkılacak bir uçurumun kenarına kurup da onunla birlikte kendisi de ce­hennem ateşine göçüp giden mi? 

Allah zalimler sürüsünü doğruya yöneltmez.AYET.

   Yetmedi mi...?
 Yetmediyse haydi  daha nicesi bizlere kendini duyurmak için haykırırcassına farkedilmeyi bekleyen  ayetlere çevirelim merceğimizi o halde...
Kurtuluşumuz için  bir an önce...
SELAMETLE  KALIN...